Bir yıllık iyileşme sonucunda yine başladığım yere geri dönerek iyileştirdim kendimi. İnsanın kendisinin neyden beslendiğini bulması zor. Yeni kıtalara bir keşif ama yöntemi; yolculuğa çıkmak için değil yerinde bulunmak, sabit kalmak. Ben durup baktım olan bitene ama hiç görmedim ne olup bittiğini. O dur dediğim zamanlar aslında eskilerin kalıntıları gibiydi. Auram temizdi, lakin ruhum kirleniyor gibiydi.
Eskiden de bahsettiğim Elif vardı ya belki de başkalarının bahsettiği gibi o an ben Elif oluyordum artık. Hangi adımda ne yaptığını bilen, kendini çırılçıplak olacak kadar özgüvenli hisseden, o şehveti yaşamak için kendini önce küçük düşüren kendi gözünde. O an sadece"o"nu değil dünyaları ayağa kaldırabilen salt kendi gibi olan, o özünün ucuzluğuna dönen.
Bir insanın iç pisliği ile temiz olması mümkün müdür? Kimseye zarar vermeden, onların kişisel alanını gözeterek de kötü olamaz mıydı insan?
İçim bulanık, tek bir yerde olamamak garip. İçinde bastırdığın ve gösterdiğin, yaşadığın hatta kurmanın aslında ne kadar kolay olduğunu gördüm. Vazgeçmekten korktuklarımız istediklerimiz miydi aslında? Vazgeçmeyi lüks olarak görmek kolaya kaçmak mıymış meğer? Ben nelerden vazgeçtim peki hayatımda? Onlardan vazgeçince her şeyin yolunda olacağına inanmak nasıl bir aptallıkmış ya da..
Dokuz sene önce sorulan bir soruydu aslında. İnsan kendini nasıl kurar yeniden? Kendini kabullenmek mi acaba bu işin gerçeği?
Bir Elif var içimde. Edepsizliği ile güçlenen, hayatına soktuğu herkesten pay biçen, kendi zevkleri uğruna aklınıza gelen her türlü hareketi yapabilen, dik durup saatlerce çırılçıplak oturup hiç kendini anormal, tuhaf hissetmeyen. Nefes aldığında tüm kalp atışını tüm hücrelerinde ancak o zamanla hissedebilen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder