10 Mart 2013 Pazar


Burası meğer çöp torbam olmuş. Kafamdakiler kokuştukça buraya yazar olmuşum.

Bu sefer ki yazının farkı okunsun diye yazıyor olduğum bir yazı olması. Hiç söyleyemediğim şeyler var kafamda. Sözümü ulaştıramadığım yerler. Cesaretimi toplayıp söyleyemediğim ama belli ettiğim (!) şeyleri söylemek için garip bir kusma eylemi..

Bazen öyle bir çizgi vardır ki hümanistliğiniz kaybolur. "Etiket aramıyorum" lafınız anlamsız olur, etiketlemeye etiketlenmeye can atarsınız. Bu sefer kendime değil karşımdakine sıfat arıyorum ilk defa arafta olmak böylesine yordu çünkü, taşıyamaz oldum kaçmak istiyorum..

Kırıldım, aynı şey ikinci kez yapılınca, yine bana söz hakkı verilmeden hükümlere karar verilince, dolduruşlara gelinince paramparça oldu içim ama acımadı. Acıtmayan şey de güçlendirdi tabi. Geri dönmeyecektim, kafamda bitmeye yaklaşmıştı bile, çünkü kaldıramadığım yükleri hayatımda tutmanın ne anlamı vardı ki. Zaten derler ya "Hatayı bir kere yapınca tecrübe olur, ikinci kez yaptığında ise aptallık", bunun farkındaydım ve karar verdiğim bencilliğim tavan yapmıştı (Bencilliğime kavuşmam ayrı bir hikaye sırası gelecek onun da).

Kararlar alıp hayata devam etmek kolaymış aslında çok kısa sürede bunu öğrendim sanarken hayat garip şeylerle çıkıyor karşınıza klasik olarak. Sonra bir bakıyoruz ki yaşadığımız hayatın kararları bizim elimizde değil, geride bırakmak hiç kolay değil. Koca koca ettiğin lafları koca koca lokmalar halinde yutuyorsun. Tamamen isteyerek, kendi iradenle.

Ya napacaktım ki zaten. Kendi canının acısından daha fazla önemsediğin insanlar varsa eğer sen ne kararlar verirsen ver hepsi kokuşan çöplükler oluyor işte.Onlar da buraya geri dönüşüyor. Meğer bir varmış bir yokmuş, ihtimaller denizinde boğulmuşuz haberimiz yokmuş, birbirimize sarılmışız, oturup başa sarmışız.

Bunlar olan bitenin bir kısmının özeti. Şimdi başka ihtimaller var kafamda cesaretimi toplayıp söyleyemediğim ama bu sefer belli de etmediğim ihtimaller. Eğer söylersem, yazarsam aklımdan herhangi başka yere kaçar giderse onlar, kaybederiz her şeyimizi, teğet geçer hayata devam ederiz yaralarımızı iyileştirmeden, yükümüzü hafifletmeden..

Laf dokuz boğum sekizini yut birini söyle derler ya, ben sahtekarlık yapıp sekizini milyonlarca kez söyledim, ama o belki en kırıcı ama en önemlisini yutuyorum, yutuyorum ki içimdeki sevgi nefrete dönmesin diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı