İnsanlara hep diyorum ya sevgi bazen her şeye yetmiyor diye..Avutmak değil amacım gerçekten öyle olduğunu bildiğimden yaşadığımdan, inandığımdan.Bulunduğum yerlerden farklı yerlerde olmayı, yaşadıklarımdan farklı şeyler yaşamayı dilerdim.Sevginin yettiği bir hayatım olabilirdi.İçten, gözü kara bir sevgiden bu kadar uzakta yaşayınca insan güçlü,cesaretli durmayı öğreniyor bir şekilde ancak içerdeki güvensizliği, yeteneksizliği, kırılganlığı fark etmek zorlaşıyor.Onların ilacının sevgi olduğuna inanmaya başlıyorsun ve o sevgiyi arıyorsun..Bulamadığında da suçladığın şey sevgi oluyor dolayısıyla, söylenip duruyorsun sevgi aslında her şeye yetmiyor diye.Ulaşamadığın ete mundar diyorsun yani.
Diğer bir yandan da belki de en çok yaraları en sevdiklerimiz sayesinde alıyoruzdur.Yüreğine bir şey tıkanıyor ve o tıkanıklıkla hayatı geçirmeye çalışıyorsun.Nefesin azalıyor, yaraların artıyor nefessizlikten.Belki de mutlu olmanın en başarılı yolu kendinle kalmaktır. Bu düşünceyi ilk duyduğumda kabullenememiştim, kendi hayatım için asla düşünememiştim böyle bir şeyi.Düşünenlere kendi içimde “Nasıl kendine bir şans tanımaz”diye de kızmıştım.Belki de o şansı daha önce tanıyıp, sonrasından bundan dersler çıkarıp çıkardığı dersleri kullanmıştır hayatında.Bense içimdeki saçma inançlarla yaralanmaya hep devam etmedim mi bugüne kadar.Sezarın hakkı sezera..Belki ki sevginin bir halta yaradığı yok, hayatımdaki HER TÜRLÜ ilişkide hem de.Kimseyi sevmeden ama yara almadan kendince yaşamak..Gerekli olan bu..