29 Ağustos 2009 Cumartesi

ilk kez mi ne??

Heveslendik, bi blogumuz yoki bizim neyimiz eksik ki dedik açtık böyle bir şey.Çene düşük, söylenecek laf çok olunca gerekli oldu bir süre sonra.

Son bir yılda öyle değişikliler oldu ki hayatımda..Kimileri hayatıma girdi bir taraftan, kimileri arkasına bile bakmadan kaçtı gitti.Bazılarını ben çıkartmak istedim, becermek üzereydim, kaderimle oynandı, beceriksizliğimle ortada kaldım.Kimilerinin değerini anladım, kimilerinin de benim için ne gereksiz olduğunu fark ettim.

Sadece etrafım değildi değişen."Bu saatten sonra olmaz böyle bir şey" derken oldu işte ve kendim değiştim.Oturdum bir masaya, aldım elime kahvemi,gözümü kapadım açtım...Her yer karanlıktı. Hayali bazı sesler, yaklaşan bazı sesler, giderek benden uzaklaşan bazı sesler, karanlık bir masa,bir fincan kahve-uyku açsın diye- ve ben....

Böle kalamazdım, ruhuma aykırıydı, kalamadım da.Nasıl çalıştığını hala çözemediğim kafam kurmaya başlamıştı bile planları.Ne kadar da emindim onları uygulamaya ama bir ses vardı ki yaklaşanlardan.Her şeyi alt üst etmesine rağmen gıkımı çıkaramadım.Güvenmeye başlamıştım çünkü.Lanet olsun birisine güvendim mi sonunu düşünmeden yaparım dediğini.Bugüne kadar şanslıydım gerçi çıkmadı anormal birisi.. ama onun kadar da aydınlatan olmadı hani..

Bugün o sesle beraberdim. =) Benim karanlıklarımı aydınlattığı için hep bir vefa borcu olacak ona karşı içimde.Tek isteğim onun da karanlıklarının aydınlanması.Benim ışığım güçsüz kalıyor ama güveniyorum ona.Bi şekilde aydınlığa ulaşıcak, ki başladı da =))

Bu yazının bu kadar melankolik olmaması lazımdı, en azından aklımdaki oydu ama ilk yazının hatrına affediverin?Olmaz mı?? =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı