16 Aralık 2018 Pazar

Bu zamanların beni bu hallere dönüştüreceğini hiç beklemezdim. Yıllar sonra, kefemi boşaltacağıma daha da doldurarak geldim aynı yere, kulağımda o zamanların ezgileri, sanki aradaki zaman dilimi hiç yaşanmamış gibi. Tanıdıklarımın aynı kalmasından korkarak burdayım aslında. Kokuları ve onların hatıraları zihnimde ancak onları görmemek için bakmamak tüm çabam.

Görmemek mümkün mü senin için, boş boş bakmak zahiri yaşanan bir umut(suzluk) mu? Görmeseydim o en uzaktaki karanlığı daha mı "ben" olurdum?  Bu benlik arayışı neden? Beynimin hiç bir şeyi olduğu gibi kabul edememesi nasıl buldurabilir ki "ben"i bana?

Bu öyle bir yol ki aslında, gerçeğin tam ortasında gerçekten uzak. Gerçeğin yansımasıyla yaşanmaya çalışan bir yol, yansıması aynadan değil kendinden. Şeffaf temiz yüzeyden bakacağıma içimden bakıyorum kendime. Kendi saflığımı bozup, riyakarca yaşıyorum. Milyonlarca yüzümün içinden maskelerimi takıp her seferinde yeniden çıkıyorum o yola. Her seferinde bana döneceğime inanıp, başka bir yerde benle karşılaşacağıma inanarak. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı